Avustralya - Özet
İnsan: Mübalağasız dünyanın her ülkesinden insan toplanıp bir ulus yaratmışlar. Dolayısıyla tek bir ırk, tek bir kültürden bahsetmek mümkün değil. Ama bu çeşit çeşit ırkın ne mükemmel bir kombinasyon yarattığından bahsedebiliriz. Adım başı rastlanan Hint-Çin-Tayland-Yunan lokantaları, metrodayken aynı anda kulağa gelen 3-4 dil bu kültür zenginliğinin göstergeleri. Güçlü yaptırım ve verilen sistematik eğitim sayesinde saygılı, hoşgörülü bir toplum olusturulmus.
Göç: Melbourne'de Yarra Nehri üzerinde normalde 90 olması gerekirken yaklaşık 20 derece açı yapacak şekilde inşa edilmiş bir köprü var. Sanatın gündelik hayata yedirilmesinin bu güzel örneğinde, göç veren her ülke adına cam plaket dikilmiş. Şehrin merkezindeki bu köprünün hemen yanında da bir "Göç Müzesi" var. Bu iki yapı bile Avustralya'daki göç anlayışını anlatmaya yeterli. Avrupa ve belki de ABD'de 3. dünya ülke göçmenleri, kurulu düzene ve zenginliğe sonradan yanaşıp nemalanmaya çalışanlar olarak görülürken, burada göç varlığın temeli olarak görülüyor. Göçmen Bakanlığı başta olmak üzere ülkenin tüm kurulları göçmenlerin bir an önce kazanılması için seferber oluyor.
Türkiye'den göç etme yolları: 1960'larda başlayan Türkiye'den Avustralya'ya göç halihazırda devam ediyor. Daha önce işçi ve dönerci (doner-kebab-falafel) statüsünde başlayan göç özellikle 2000'den sonra vasıflı göç statüsüne dönmüş. Ankara Büyükelçiliği'ne yapılan göçmenlik başvurusu yaklaşık 1 sene içinde sonuçlanıyor ve Avustralya'da oturma/çalışma izni alınıyor. Avustralya'da 2 sene oturduktan sonra ise vatandaşlık elde ediliyor. Bilgi-işlem ve finans sektöründe ciddi açık var. Dolayısıyla, Türkiye'de bu alanda çalışanlarin Avustralya'da iş bulma olasılıkları yüksek. Diğer sektördekilerin şanslarını denemeleri lazım. Gözlemlerime göre, Avustralya'ya geldikten sonraki 2 ay içinde iş bulmak çok da olası değil. Varol, 3. ayında Avustralya'nın Turkcell'i Telstra'da iş bulmuş ama 2 senedir iş bulamayanlar olduğu da bir gerçek. Melbourne'de havaalanına giderken bindiğim taksinin şöförü Avustralya'da finans alanında linans ve master eğitimi almasına rağmen iş bulamadığından yakınıyordu. Hint asıllıydı, Avustralyalı'nın bir bildiği vardır diye düşünüyorum :)
Yemek: Avustralyalı grup Men At Work'un duyduğum en melodik ve canlı şarkılardan biri olan Down Under'ında duyduğum ve burada tattığım Vegemite'dan başka milli bir yemek göremedim. Vegemite zift renginde ve kıvamında, pekmezin şekerlisi yerine bol tuzlusu olarak nitelendirebileceğimiz -bizden uzak, Avustralya'ya yakın olsun- bir yiyecek... Bunun haricinde her göç eden ülke kendi yemeğini getirmiş. Her alışveriş merkezinde muhakkak bir Çin, bir Thai, bir Hint (o koku peşimi bıraksın artık!), bir Türk (dönerin mındarlanmış halleri) fast-food lokantasi bulmak mumkun.
Spor: =Kriket. Ben Sydney'deyken İngiltere ile yaptıkları ve büyük önem arz eden Ashes kupasını (devasa oyuncuların yanında oyuncak gibi kalan 10 cm'lik bir kupacık) kazandılar, sevine sevine bir hal oldular. Şu anda krikette dünyanın en iyisi onlar.. Shane Warne adli bir sahis 700. wicket'ini (oyundan adam cikarma) gerceklestirerek rekor kirdi, kahraman ilan edildi. Anladigim kadariyla ustun bir basari ki butun gazeteler olayi tum sayfa mansetten verdiler.
Trafik-Ulaşım-Altyapı-Düzen: Kusursuz.
2 gün önce örnek ülke Avustralya'dan ayrılıp Yeni Zellanda'nın başkenti Wellington'a geldim. Avustralya'dan daha yaşanası bir yer var mi denirse cevabim ancak Yeni Zellanda olabilir. Maori yerlileri, Kiwi, Yüzüklerin Efendisi konseptli gezim devam ediyor.
Wellington - Yeni Zellanda
Göç: Melbourne'de Yarra Nehri üzerinde normalde 90 olması gerekirken yaklaşık 20 derece açı yapacak şekilde inşa edilmiş bir köprü var. Sanatın gündelik hayata yedirilmesinin bu güzel örneğinde, göç veren her ülke adına cam plaket dikilmiş. Şehrin merkezindeki bu köprünün hemen yanında da bir "Göç Müzesi" var. Bu iki yapı bile Avustralya'daki göç anlayışını anlatmaya yeterli. Avrupa ve belki de ABD'de 3. dünya ülke göçmenleri, kurulu düzene ve zenginliğe sonradan yanaşıp nemalanmaya çalışanlar olarak görülürken, burada göç varlığın temeli olarak görülüyor. Göçmen Bakanlığı başta olmak üzere ülkenin tüm kurulları göçmenlerin bir an önce kazanılması için seferber oluyor.
Türkiye'den göç etme yolları: 1960'larda başlayan Türkiye'den Avustralya'ya göç halihazırda devam ediyor. Daha önce işçi ve dönerci (doner-kebab-falafel) statüsünde başlayan göç özellikle 2000'den sonra vasıflı göç statüsüne dönmüş. Ankara Büyükelçiliği'ne yapılan göçmenlik başvurusu yaklaşık 1 sene içinde sonuçlanıyor ve Avustralya'da oturma/çalışma izni alınıyor. Avustralya'da 2 sene oturduktan sonra ise vatandaşlık elde ediliyor. Bilgi-işlem ve finans sektöründe ciddi açık var. Dolayısıyla, Türkiye'de bu alanda çalışanlarin Avustralya'da iş bulma olasılıkları yüksek. Diğer sektördekilerin şanslarını denemeleri lazım. Gözlemlerime göre, Avustralya'ya geldikten sonraki 2 ay içinde iş bulmak çok da olası değil. Varol, 3. ayında Avustralya'nın Turkcell'i Telstra'da iş bulmuş ama 2 senedir iş bulamayanlar olduğu da bir gerçek. Melbourne'de havaalanına giderken bindiğim taksinin şöförü Avustralya'da finans alanında linans ve master eğitimi almasına rağmen iş bulamadığından yakınıyordu. Hint asıllıydı, Avustralyalı'nın bir bildiği vardır diye düşünüyorum :)
Yemek: Avustralyalı grup Men At Work'un duyduğum en melodik ve canlı şarkılardan biri olan Down Under'ında duyduğum ve burada tattığım Vegemite'dan başka milli bir yemek göremedim. Vegemite zift renginde ve kıvamında, pekmezin şekerlisi yerine bol tuzlusu olarak nitelendirebileceğimiz -bizden uzak, Avustralya'ya yakın olsun- bir yiyecek... Bunun haricinde her göç eden ülke kendi yemeğini getirmiş. Her alışveriş merkezinde muhakkak bir Çin, bir Thai, bir Hint (o koku peşimi bıraksın artık!), bir Türk (dönerin mındarlanmış halleri) fast-food lokantasi bulmak mumkun.
Spor: =Kriket. Ben Sydney'deyken İngiltere ile yaptıkları ve büyük önem arz eden Ashes kupasını (devasa oyuncuların yanında oyuncak gibi kalan 10 cm'lik bir kupacık) kazandılar, sevine sevine bir hal oldular. Şu anda krikette dünyanın en iyisi onlar.. Shane Warne adli bir sahis 700. wicket'ini (oyundan adam cikarma) gerceklestirerek rekor kirdi, kahraman ilan edildi. Anladigim kadariyla ustun bir basari ki butun gazeteler olayi tum sayfa mansetten verdiler.
Trafik-Ulaşım-Altyapı-Düzen: Kusursuz.
2 gün önce örnek ülke Avustralya'dan ayrılıp Yeni Zellanda'nın başkenti Wellington'a geldim. Avustralya'dan daha yaşanası bir yer var mi denirse cevabim ancak Yeni Zellanda olabilir. Maori yerlileri, Kiwi, Yüzüklerin Efendisi konseptli gezim devam ediyor.
Wellington - Yeni Zellanda
Etiketler: Avustralya
3 Comments:
Cüneyt Selam,
Kardeşim sayende bizler de o koca kıtayı senin pencerenden gezdik-gördük, ben bu Avustralyada biseyi merak ediyorum şu Koala mıdır nedir , onun eti yeniyor mu ..
Sağlıcakla
Taner-Delphi
Selam Bilader;
Yıl sonu yoğunluğundan dolayı uzunca bir boşluk bırakmak zorunda kaldım. Görüyorum ki senin de yıl sonu mevzun yoğun geçmiş :)))...
Fotolar mükemmel ama hala alone pozisyonundasın, ümitle bekliyoruz...
Kendine çok iyi bak
Barış
Almanya ve Avusturya Alplerinden selamlar.
Biz de gezeriz. Ne de olsa ailedeniz.
Abin.
Yorum Gönder
<< Home