22 Nisan 2007

Ekvatoral problemler

Mitad del Mundo - Anıtın tepesinden - Kuzey (N) ve guney (S) yarimkureler Uzun bir yolculuktan sonra Peru'dan Ekvador'a geçtim. 5-6 saat kadar kolonyel şehir Cuenca'yı gezdim. Nizami caddeleri, İnka kalıntıları ve güzel yapılarıyla nezih bir şehir. Dağları dolana dolana yine yükseklere (=oksijensizlik ve soğuk) çıktık, 2800 m'de kurulmuş Quito'ya vardık. Ben Quito'yu çok sevdim. 4 gün hem dolandım, hem şehrin rahat atmosferinde gevşedim. Şehrin güneyindeki eski şehir adımbaşı rastlanan dini yapılarıyla oldukça etkileyici. Özellikle bazilikanın hem içi hem dışı, akıllara durgunluk verecek kadar güzel. Kuzeydeki yeni şehir ise dinamik, modern yapısıyla tipik büyük şehir özelliklerini taşımakta.
Quito'nun akılda kalan diğer yerleri: San Francisco Kilisesi, Teleferico, bar restoran yoğunluklu Amazonas Caddesi ve Mitad del Mundo.
Quito ekvator çizgisinin yaklaşık 20 km güneyinde kurulmuş. Eski dilde "dünyanın ortası" manasına geliyor. (Qui=Orta - To=Dünya) Mitad del Mundo anıtı ise İspanyolca "dünyanın ortası" manasını taşıyıp tam ekvator üzerinde kurulmuş, ya da kurulmaya çalışılmış. Nitekim, 30-40 sene önce GPS daha bulunmamışken ölçmede sapma olmuş koca anıtı gidip ekvatorun 240 m güneyine dikmişler, mundar etmişler. Rehber kız her ne kadar "Aslında ekvatorun 240 m ileride olduğunu biliyorlarmış ama orada su birikintisi olduğu için buraya kurmuşlar" gibisinden bir açıklama yapsa da bunu inandırıcılıktan uzak buldum. "Ülkenin her yeri ekvator, hiç mi susuz ekvator yokmuş" diye kendimce söylendim.
Yalancı ekvatorun 240 m kuzeyinde ve GPS ile ölçülmüş tam ekvatorun üzerinde ise Inti Ñan adında başka bir müze var. Lavabodan boşalan suyun Ekvator'un iki tarafında farklı yönlere, tam ekvatorda dümdüz akması (bkz. Barış Manço 7'den 77'ye deneyi), tam ekvator üzerinde gözleri kapalı olarak düz yürüyememe - hep güneye çekme, ekvator üzerinde yumurtayı çiviye dik koyabilme gibi olayların irdelenebildiği eğlenceli bir yer. Burada, ekvatoral eğlencelerin yanısıra, eski nesiller tarafından büzüştürülmüş bir kafatasını ve Amazonlar'da yakalanmış devasa anakondaları görüp irkilmek, tiksinmek mümkün. Yalancı ekvator - Anıtın önü
Manço deneyinin nasıl olup da gerçekleştiğini yıllardan beri anlayamamış biri olarak özellikle bu konuyu anlamak ve kavramak Quito'daki ana hedeflerimden biriyidi. Nitekim, bir özelliğin kuzey kutbunda maksimum, güney kutbunda minimum olması doğaldır. Lakin, 20-30 cm gibi dünya çevresine kıyasla neredeyse sonsuz derecede küçük (ya da olmayan diyelim) bir farkta bir özelliğin -yönünün ekvatorda değişmesi önemli değil- böylesine dramatik derecede sapması bana oldum olası ters gelmişti. Konuyu anlatmaya çalışan rehber çocuğu dinlemeye başladım. Ne talihsizliktir ki, arkadaş açıklamaya -aslında var olmayan ve bilimselmiş süsü verilmeye çalışılan iptidai açıklamaların başrol kahramanı- "merkezkaç" kuvvetiyle başlayınca benim kulaklar dikildi. Oradan döndü dolaştı, konuyu üniversite yıllarında canımı ziyadesiyle sıkan Coriolis Kuvveti'ne bağlayınca benim canım yine iyiden iyiye sıkıldı. Dönüşte konuyu enine boyuna inceledim. Olay şudur:
Lavabodan boşalan suyun güney yarımkürede saat, kuzey yarımkürede ise saatin tersi yönde aktığı iddia ediliyor. Sebep olarak "dairesel hareket yapan bir cisim üzerinde doğrusal hareket eden bir cismin eylemsizliği" olarak özetleyebileceğimiz Coriolis Etkisi sunuluyor. Coriolis kuvvetinin dünya ölçülerine göre anlam taşıyan rüzgar, cephe gibi meteorolojik olaylara etki ettiği doğrudur. Ancak, dünyanın boyutlarına göre ihmal edilebilir derecede küçük olan lavabo boyutlarında Coriolis etkisi 0 olarak kabul edilebilir. Etkinin boyutlarını saptayan Rossby Sayısı alize rüzgarları gibi anlam taşıyan olaylarda 1'in altındayken, lavabo olayında 5000'ler civarındadır - dolayısıyla etki yok denecek kadar azdır. (Arzu edenler, MIT profesoru Shapiro'nun 1962 yilinda yaptigi deneye, California Üniversitesi'nin konuyla ilgili yorumuna ve diğer kaynaklara şuradan ulaşabilir: 1 2 3 4)

SONUÇ: Rahmetli Barış Manço'yu çok severiz. Ne Köy Olur Senden Ne De Kasaba'yı, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'yı bir ömür boyu dinleyebiliriz. Ama, üzgünüm ki, ekvator üzerinde yapılan bu deneyler safsatadır, hikayedir. Suyun boşalma yönü yalnızca musluktan ya da sifondan gelen suyun yönüne ve tesisatın yapısına bağlıdır. İddia edildiği üzere, Coriolis etkisi vardır ama diğer etkenlerin yanında ihmal edilebilir yani yok denecek derecede küçüktür. (Nitekim, pratikte de denedim. Quito'daki banyoda, su küvette saatin tersi yönünde akarken 2m ötesindeki klozette saat yönünde akıyordu.)

Ekvador'da (=ülke) çok fazla zaman geçirmedim. Cotopaxi Yanardağı, Amazon bölgesi ve tabii ki Galapagos Adaları diğer görülmeye değer yerler. Galapagos'a gitmedim. Çünkü: a- Cuma günü Kolombiya'nın kuzeyinden Küba'ya uçacağım için zamanım yoktu. b- Galapagos turları inanılmaz pahalı. 8 günlük bir tur 1500 USD civarlarında. Dolayısıyla, "Hazır buralardayken gideyim" demenin alemi yok. Kese açılacaksa, üzerine biraz daha koyup Türkiye'den gelmek hemen hemen aynı hesaba geliyor.
Şimdi de dünyanın uyuşturucu ve gerilla cenneti Kolombiya'nın küçük ama sevimli kentlerini arşınlaya arşınlaya Karayip Denizi'ne, Cartagena'ya ulaşmaya çalışıyorum.

Yağmurda kilise - Cuenca Sanata tükürmek bize has değil Bazilika Çatılar
Günbatımında bazilika Teleferico'dan eski şehir - Pichincha Dagi Gerçek ekvator 6 yüzyıl önce İnka'lar tarafından tam Ekvator üzerinde kurulmuş ve dünyanın eğiminin dahi işaretlendiği Catequilla

Popayán - Kolombiya

Etiketler:

7 Comments:

Blogger New York Muhtari said...

yazi da , resimler de cok guzel ama ben Kuba'ya takildim.... yani yakinda oranin resimlerini de mi gorecegiz??? ne guzelllllll.. dort gozle bekliyor olacagim resimlerini.

yolun acik, sansin bol olsun Cuneyt.

23/4/07 09:37  
Blogger EKMEKÇİKIZ said...

Demek ki, turistik atraksiyon olsun diye insan kandırmak dünyanın her yerinde var!
Ne muhteşem yapılar onlar, fotoğraflar çok güzel.

23/4/07 12:37  
Anonymous Adsız said...

su donse de iddia edildigi kadar nizami degil diyorsun yani...dogrudur.foko sarkaci var miydi peki muzede,hareketi degisik miydi?bu konuyla onun alakasi var midir acep?
balsultan

23/4/07 20:34  
Anonymous Adsız said...

Bu konunun kafanızı bu kadar kurcalaması gerçekten çok ilginç.. :) Barış Manço'nun dürtmesi iyi olmuş..

Cüneyt önümüzdeki haftaların programı nasıl?

ST.

24/4/07 13:19  
Anonymous Adsız said...

Ben de şu "Catequilla" konusuna taktım. Bu, Inka'ların vakti zamanında çeşitli katakulliler ile yaptıkları bir şey midir? Öte yandan, Türkçe'mize yerleşen nadide "katakulli" sözcüğünün Inka'lar ve dünyanın eğimi ile bir ilişkisi var mıdır acep?

Abisi

24/4/07 13:29  
Anonymous Adsız said...

Yenilmeyesi, İçilmeyesi Şeyler:

Aslında bu yazım başlıktan da anlaşılacağı üzere bir önceki post ile ilgili. Ama içerik açısından burada bahsetmeyi (daha doğrusu orada bahsetmemeyi) uygun gördüm. Şöyle ki:

Peru'da başkent Lima'nın yaklaşık 140 km kadar güneyinde, La Quebrada'ya bağlı bir köyde 18. yy'dan bu yana her yıl bir haftasonunu içeren bir festival var. Adı da "cat-eaters festival". Yani "kedi yeme festivali".

Bu festivalde her yıl, halk sokaklardan toplanıp, gong vuruşu ile başlamak üzere kedi yakalama yarışına girmekteler. Akabinde topladıkları kedileri çuvallara doldurup eve götürüp, tavada kızartmak sureti ile afiyetle yemekteler. Danslar, eğlenceler de cabası tabi.

Gittiğimden, yediğimden değil, TV'de belgeselde tiksinerek izlediğimden olsa gerek, aklımda kalmış.

Kardeşimin böyle bir festivale denk gelmemiş olmasından dolayı da bahtının açık kalmasını diliyorum.

Editörün notu: Kedi seven hatta evde kedi beslemiş bir kişi olmama rağmen, apartmanımızın zemin katında oturan ve pek kedi düşkünü teyze yüzünden, festivalin bu yıl, Peru'lular tarafından bizim apartmanda yapılmasını bazen gönülden arzu edebiliyorum.

Editörün ikinci notu: Peru'luların kobay, kedi gibi şeyleri de yiyebildikleri göz önünde bulundurulursa, bundan sonra Peru ziyareti yapacaklara, önlerindeki lezzetli görünen şeylerin menşe-i şahadetnamelerini iyi öğrenmelerini tavsiye ediyorum.

Kalın sağlacakla...

Abisi...

24/4/07 13:49  
Anonymous Adsız said...

- Foucault sarkaci daha ilmi yerlerde yer aliyor. Guney Amerika'da bir tek Buenos Aires'de var.
- Cuma gunu Kuba'ya gidiyorum. 2 hafta orada kalip Venezuela'ya gececegim.
- Kedi olayini daha onceden soyleseydin keske. Gider, hem sever, hem yerdik...

Selamlar,
Cuneyt

24/4/07 19:54  

Yorum Gönder

<< Home