Tayland-Kambocya Hatti
Öncelikle biraz havadan sudan bahsedeyim. Su bildiğimiz su. Ama hava bildiğimiz hava değil. Daha doğrusu hava bildiğiniz gibi değil. Feci derecede sıcak ve nemli. Sıcaklık 35 C`nin üzerinde. Bağıl nem sanırım %100`e yakın. Tamam, enlemdir boylamdır, anlıyorum; ancak kuzey yarımküredeki bir yer öyle ya da böyle Aralık`ta bu kadar sicak olmaz ki.
2 gün kuzeydeki Kuzey Tayland`daki Chiang Mai`daydım. Bangkok`a göre küçük , sakin ama eğlenceli bir kent. Bangkok İstanbul`sa, Chiang Mai İzmir gibi diyebiliriz. Kuzeyinde "altın üçgen" denen Tayland-Laos-Burma sınırlarının kesiştiği nokta popüler bir yer ama oraya gitme şansım olmadı. Şehrin içindeki tapınaklarda bulunan yatan Buda heykellerini, krala ithafen yapilmis devasa cicek fuarini ve eğlenceli gece hayatını gözlemledim.
Tapınaklarda Buda değişik hallerde karşımıza çıkabiliyor. Kah bağdaş kurarken, kah dikilirken, kah uzanıp yatarken. Doğal olarak en çok şu yatan figür dikkatimi çekti. Hareketin ardında "Bugüne bugün koskoca Buda’yım, kim ne karışır, yeri gelir, yan gelir yatarım" gibi bir düşünce var gibi görünse de, araştırmalarım sonucu konunun öyle basit olmadığı anlaşıldı. Her figürde Buda farklı bir uğraş içerisinde. Örneğin avucunu bize yönelttiği bir figürde kötülükleri kovuyor; bağdaş kurduğu pozisyonda ise meditasyon yapıp nirvanaya ulaşmaya çalışıyor. Uzanıp yattığı durumda ise nihai mutluluğa, aydınlanmaya yani nirvanaya ulaşıyor(mus).
Buda`yı nirvanasıyla başbaşa bırakıp Bangkok`a döndüm. Yeni Zellanda vizemi almamı muteakiben merkezdeki Jim Thompson isimli enteresan bir karakterin evini gezdim. Şahıs aslen ABD`li bir mimar olup, 2. Dünya Savaşı`ndan hemen sonra Tayland`a gelip ipek ticaretine başlıyor. Ardından, zengin olup Bangkok`un göbeğinde, Thai mimarisine uygun olacak sekilde estetiğin ne olduğunu öğretir bir ev yaptırıyor. Gel gör ki, 1967`de Malezya`da tatildeyken sırra kadem basıyor. Bangkok`a gelenlere bu evi görmelerini tavsiye ederim.
Bir günlük Bangkok duraklamasının ardından uzun bir yolculuktan sonra Siem Reap`e, Kamboçya`ya gelmiş bulunuyorum.
Siem Reap - Kambocya
2 gün kuzeydeki Kuzey Tayland`daki Chiang Mai`daydım. Bangkok`a göre küçük , sakin ama eğlenceli bir kent. Bangkok İstanbul`sa, Chiang Mai İzmir gibi diyebiliriz. Kuzeyinde "altın üçgen" denen Tayland-Laos-Burma sınırlarının kesiştiği nokta popüler bir yer ama oraya gitme şansım olmadı. Şehrin içindeki tapınaklarda bulunan yatan Buda heykellerini, krala ithafen yapilmis devasa cicek fuarini ve eğlenceli gece hayatını gözlemledim.
Tapınaklarda Buda değişik hallerde karşımıza çıkabiliyor. Kah bağdaş kurarken, kah dikilirken, kah uzanıp yatarken. Doğal olarak en çok şu yatan figür dikkatimi çekti. Hareketin ardında "Bugüne bugün koskoca Buda’yım, kim ne karışır, yeri gelir, yan gelir yatarım" gibi bir düşünce var gibi görünse de, araştırmalarım sonucu konunun öyle basit olmadığı anlaşıldı. Her figürde Buda farklı bir uğraş içerisinde. Örneğin avucunu bize yönelttiği bir figürde kötülükleri kovuyor; bağdaş kurduğu pozisyonda ise meditasyon yapıp nirvanaya ulaşmaya çalışıyor. Uzanıp yattığı durumda ise nihai mutluluğa, aydınlanmaya yani nirvanaya ulaşıyor(mus).
Buda`yı nirvanasıyla başbaşa bırakıp Bangkok`a döndüm. Yeni Zellanda vizemi almamı muteakiben merkezdeki Jim Thompson isimli enteresan bir karakterin evini gezdim. Şahıs aslen ABD`li bir mimar olup, 2. Dünya Savaşı`ndan hemen sonra Tayland`a gelip ipek ticaretine başlıyor. Ardından, zengin olup Bangkok`un göbeğinde, Thai mimarisine uygun olacak sekilde estetiğin ne olduğunu öğretir bir ev yaptırıyor. Gel gör ki, 1967`de Malezya`da tatildeyken sırra kadem basıyor. Bangkok`a gelenlere bu evi görmelerini tavsiye ederim.
Bir günlük Bangkok duraklamasının ardından uzun bir yolculuktan sonra Siem Reap`e, Kamboçya`ya gelmiş bulunuyorum.
Siem Reap - Kambocya
2 Comments:
Evet kardeş,
Tsyland, Chiang Mai ve Bangkok ile bitti mi? Nerde bunun Pattaya'sı ve Phuket'i? Biz şöyle deniz kenarında akşam güneş batarken yanında bi hatunla kocca istakozları ve karidesleri yerken görmeyi arzu ediyorduk seni... Bu kadar kültürün yanında biraz da keyif turuna bekliyoruz seni. Türk gençlerini pistlerde de görmek istiyoruz! (İlle de kötü anlamlara çekme canım!)
Bundan sonra...
Hani şu meşhur ölmeden önce görülmesi gereken 500 film var ya! Bence, Angkor Wat ölmeden önce insanoğlunun görmesi gereken 10 yerden birisi. (Tahminim dünyanın yeni 7 harikasından da birisi olacak) Seni tebrik ederim.
Öte yandan, bundan sonra benim favori ülkem kesin Vietnam!
Hanoi şehri, Ha Long Bay, Danang körfezi, Hai Van Geçidi(o ne biçim isim öyle!) ile Hue. Gidiniz görünüz, benim için de...
İyi gezmeler, keyifli seyirler,
Abin
nirvanaya ulaşırken cep telefonuyla birazcık mesajlaşmak kime zarar verir... mmm turkish garden ha.. abinin dediği gibi senin gibi gençleri kumsallarda görmek isteriz biz.
ST.
Yorum Gönder
<< Home