24 Mayıs 2007

Hayvan haşeratla yakın ilişkiler: Amazon

Ben - Pirana avlarken Mister No'nun 2. Dünya Savaşı sonrasında hayata küsüp inzavaya çekildiği şirin Amazon kasabası olarak tanıdığımız Manaus, hayal ettiğimden çok farklı bir şehir çıktı. 2 milyon nüfusuyla, koca gökdelenleriyle, limanına demirlemiş devasa şilepleriyle (Amazon üzerinden Atlantik'e açılıyorlar) bildiğimiz büyük şehir. Güzel bir kubbeye sahip bir tiyatrosu var. Ancak, en önemli özelliği Amazonlar'a yapılacak geziler için üs özelliği taşıması.
Ben de şehre geldikten sonra 3 günlük bir tur ayarlayıp Amazon Nehri'ne doğru yollandım. Burası nehirden öte bir şey. Yer yer 150 m'ye varan derinliği ve 20 km'ye varan genişliği ile kimi zaman göl, hatta deniz izlenimi veriyor. Şu an yağmur mevsimi olduğu için sular en yüksek seviyesinde. Nehir kenarındaki ormanların tümü ağaçların tepesine kadar sular altında. Bir nev'i Waterworld durumu mevzubahis.
Envai çeşit hayvanla haşır neşir olmak mümkün. İlk gün akşamında timsah sevmeye gittik. Her zaman olduğu gibi sulak bir bölgede ilerlerken yavru bir timsahı (boy: 50 cm) yakaladık. Hayvan henüz 1 yaşında olduğu için bebek özellikleri taşıyor, dolayısıyla elimizdeyken fazla debelenmedi. (Ortalama timsah ömrü: 50 yıl) Ekipteki herkes timsahı elden ele dolaştırdı, kurcaladıkça kurcaladı. Hayvancağız timsahlıktan çıktı, maymunsal bir hal aldı. Umuyorum, timsahların da hafızası filler gibi kuvvetli değildir. Bir şekilde yolum 20 sene sonra buralara düşerse, 21 yaşındaki ve 2m'lik hayvanın intikam içerikli gazabına uğramak istemem. Gerçi, kendisine bir şey yapmadık, sevip tekrar nehre bıraktık.
Ancak, sabahında yakaladığımız piranalar o kadar şanslı değildi. Onları bir gün sonraki öğle yemeğinde afiyetle yedik. Tadı isparozla aynalı sazan arasında bir yerlerde.. (Bkz. Bilinmeyen bir tadı bilinen iki tad arasında referans vererek tanımlama kaygısı) Yakalaması bir şey değil de iğneyi çıkarırken parmağı kaptırmamak için gayret göstermek gerekiyor. Guyanalı rehberimiz (Coşkun Aral'ın Haberci'sinde çıkan Türk asıllı rehberi bulamadım, Guyanalı bulduk anca) Antonio ve Brezilyalı arkadaşlar, pirana avlayıp dururken nehre atlayıp ılık suyun tadını çıkarmaya karar verdiler ! Pirana insana gelmezmiş. 12 saniye içinde piranalar tarafından tüketilen danalar hakkında hikayelerle büyümüş bir kişi olarak nedense üzerime bir ürperti geldi, pek suya giresim gelmedi.
Sonraki günlerde, ormanlık arazide yürüyüşler yaptık. Bilimum hayvanla yakınlaştık. Alıp sevelim derken suya düşürüp mındar ettiğimiz sloth (maymun-panda arası uyuşuk bir hayvan - tadı değil, kendi), 2m'lik koca bir yılan, etrafta her an cirit atan yunuslar geziyi daha da şenlendirdi.
2 gece boyunca hamakta uyurken tutulan belime ve sıtma olmayayım diye içtiğim ilacın harap ettiği mideme rağmen çok keyif aldığım bir gezi oldu.
Brezilya'dan ayrıldıktan niyetim Karayip kıyılarına uzanmak, vesileyle önümüzdeki günlerde başlayacak Karayip Korsanları-3'e selam etmekti. Lakin, Venezuela-Brezilya sınırı akşam kapalı olunca, sınırda mahsur kaldım. Ben de Venezuela'nın sınır kasabası Santa Helena'da 2 gün kalıp tepui isimli düz tepeli dağlarıyla ünlü Gran Sabana'yı gezdim. Buradaki Venezuelalılar, gönlümü almak için midir bilinmez, pek efendi çıktılar. Hesapta olmayan 2 güzel gün geçirdikten sonra Madrid uçağıma binmek üzere Caracas'a doğru gidiyorum. 4.5 ay evim yurdum olan G. Amerika'ya veda edip Avrupa'ya dönüyorum...

(NOT: Hugo Chavez hk. - Davulun sesi uzaktan hoş geliyor, eti butu bizim kadar olan bir ülkenin başkanının bizim yapamadığımızı yapması, terbiyesizlik yapan yabancı ülkelere haddini bildirmesi hoşumuza gidiyor. Ancak, Chavez burada tahmin ettiğimizin aksine pek de sevilmiyor. Ülke petrol içinde yüzerken (dünyanın 5. büyük petrol üreticisi - Örn. 1 lt benzin = 100 bolivar = 4 Ykr - Yani Türkiye'den 70 kat ucuz! ) dünya devlerine kafa tutacağım diye petrol zenginliğinin gerektiği gibi paraya dönüştürülememesi sinirleri germiş. Konuştuğum tüm Venezuelalılar Chavez'i çılgınlıkla ve ülkeyi mahvetmekle itham ediyor. Görünen o ki, %70 oyla iktidara gelen Chavez'in önümüzdeki seçimlerde işi çok kolay olmayacak.)

Tiyatro Binası - Manaus Amazon'da kaldığım yüzer otel Su altındaki orman - 1 Yansıma
Günbatımı - 1 Yılan - 2m El kadar maymun Balta girmiş orman
Günbatımı - 2 (Guyanalı rehberimiz Antonio) Su altındaki orman - 2 Sloth - Suya düşmüş halde Yunus

Simon Bolivar Havaalanı - Caracas - Venezuela

Etiketler:

5 Comments:

Anonymous Adsız said...

yine başladık hayvanları falan çekmeye olsun buda iyidir.

25/5/07 00:38  
Anonymous Adsız said...

- 2che, geldik bakalim Ispanya'ya. Nereleri oneriyorsun, bir bilene danisalim...
- ST, hesaplamalar guzel hos ama surtunmeye ne demeli, dikey limit hizina ne buyurmali?
- En-ilk-top turu bir liste benim de aklimda. Oneriler neler? En 5 x, en 3 y gibi...
- Deniz, seni hayal kirikligina ugrattigim icin uzgunum. Ama, ben gercekleri yalnizca gercekleri soyledim. Venezuelali kizlar cirkiiin!
- Anonim, seni de hayal kirikligina ugrattigim icin uzgunum. Lakin, Amazonlar'da baska neyin fotografini cekseydim iyiydi diye sormak isterim...

25/5/07 14:14  
Anonymous Adsız said...

aaa, benim paralarim calindigi lodge'da kalmissin:)

ya kimse mi beni hatirlamiyor, hic mi izim kalmamis, cok uzuluyorum dedim.

25/5/07 19:15  
Anonymous Adsız said...

Aaaaa, Yonca'nın çizgi filmi Ice Age'deki eleman demek Sloth imiş.. bunu da öğrendik..

Hesaplamalar: oralara girme şimdi.. :)

Öneriler: hani bir gün gittiğin yerlerden birine ikisine yolumuz düşerse iyi olur..

İspanya: Nereyi gezersen gez de, hırsızlığa dikkat et. Gözünün içine bakarak soyabilirler..

Yardım: Yakında bir kızımız daha olacak, isim önerisi olan var mı? Pek makbule geçer.

ST.

26/5/07 09:52  
Blogger Unknown said...

cuneyt selam abi,
bence madrid te gormen gereken ilk sey guernica.
bol bol tapas ye.
kusura bakma gelemedim madrid e her yer tatil ama ben pazartesi calisiyorum.

26/5/07 20:14  

Yorum Gönder

<< Home