Değerlendirme: Bolivya & Peru & Ekvador
İnka İmparatorluğu'nun uzantısı bu 3 ülkeyi bölmeden değerlendirme eğilimindeyim. İnka zamanında beraberce mutlu mesut yaşayan, İspanyol mezaliminden sonra darmaduman olup ayrılmak zorunda kalan bu güzel insanları varalım burada bir tutalım.
Bu komik şapkalı teyzeler, püsküllü bereli amcalar, lamalar diyarlarının dili, dini, tarihi de bir. Hikaye kısaca şöyle: İnka vaktinde, Pizarro gelip yerel halkın çoğunu kılıçtan geçiriyor. Sonrasında halk can korkusuyla asimile oluyor. Dilini (=Quechua, Aymara) ve dinini unutuyor. İspanyolca konuşmaya başlıyor, katolik oluyor. İspanyollar tarafından farklı bölgelere bölünüyorlar ve yüzyıllarca sömürüldükten sonra Venezuela'lı kurtarıcı (=gözünü sevdiğimin libertador'u) Simon Bolivar tarafından kurtarılıyorlar. Müteşekkirlik babında:
a- Üst Peru'ya "Boliv"ar sevdasına "Boliv"ya ismi veriliyor.
b- Bolivya'nın başkentine Bolivar'ın en önemli komutanı Sucre'nin ismi veriliyor.
c-Ekvador'un para birimi yine Sucre oluyor. (şimdi USD)
d- Her üç ülkenin de ilk başkanı Bolivar oluyor.
Ama enteresan şekilde, Peru Pizarro'yu resmi olarak ülkenin kurucusu sayıyor. Bu katilin resimlerini sağa sola asıyorlar. Halk kendisinden yokedici (=destructor) diye bahsetse de garip bir resmi tarih dayatması!
Lamalar ve diğer lamagiller, garip kafa giysileri elbette gezinin her an her saniyesinde yer alıyordu. Diğer akılda kalanlar ise: Tüm dünya gezimin en güzel sürprizi Salar de Uyuni (gitmeden önce adını sanını duymama cehaletinin de yarattığı müthiş etkiyle), La Paz - Ölüm Yolu'nda bisikletle 4 saatte inilen 4000m ve katedilen 67 km (=tam gaz adrenalin), dünyanın tepesindeki göl Titicaca, her ne kadar beni Angkor Wat kadar etkilemediyse de Machu Picchu, hayret uyandırıcı Nazca çizgileri ve neredeyse tüm ekvator üzerinde hak iddia etmeye çalışan ekvatorsever Ekvador'lular...
Bu 3 ülke, yerli ve tarihsel Güney Amerika'yı en iyi temsil eden ülkelerdi...
(****)
İzmir
Bu komik şapkalı teyzeler, püsküllü bereli amcalar, lamalar diyarlarının dili, dini, tarihi de bir. Hikaye kısaca şöyle: İnka vaktinde, Pizarro gelip yerel halkın çoğunu kılıçtan geçiriyor. Sonrasında halk can korkusuyla asimile oluyor. Dilini (=Quechua, Aymara) ve dinini unutuyor. İspanyolca konuşmaya başlıyor, katolik oluyor. İspanyollar tarafından farklı bölgelere bölünüyorlar ve yüzyıllarca sömürüldükten sonra Venezuela'lı kurtarıcı (=gözünü sevdiğimin libertador'u) Simon Bolivar tarafından kurtarılıyorlar. Müteşekkirlik babında:
a- Üst Peru'ya "Boliv"ar sevdasına "Boliv"ya ismi veriliyor.
b- Bolivya'nın başkentine Bolivar'ın en önemli komutanı Sucre'nin ismi veriliyor.
c-Ekvador'un para birimi yine Sucre oluyor. (şimdi USD)
d- Her üç ülkenin de ilk başkanı Bolivar oluyor.
Ama enteresan şekilde, Peru Pizarro'yu resmi olarak ülkenin kurucusu sayıyor. Bu katilin resimlerini sağa sola asıyorlar. Halk kendisinden yokedici (=destructor) diye bahsetse de garip bir resmi tarih dayatması!
Lamalar ve diğer lamagiller, garip kafa giysileri elbette gezinin her an her saniyesinde yer alıyordu. Diğer akılda kalanlar ise: Tüm dünya gezimin en güzel sürprizi Salar de Uyuni (gitmeden önce adını sanını duymama cehaletinin de yarattığı müthiş etkiyle), La Paz - Ölüm Yolu'nda bisikletle 4 saatte inilen 4000m ve katedilen 67 km (=tam gaz adrenalin), dünyanın tepesindeki göl Titicaca, her ne kadar beni Angkor Wat kadar etkilemediyse de Machu Picchu, hayret uyandırıcı Nazca çizgileri ve neredeyse tüm ekvator üzerinde hak iddia etmeye çalışan ekvatorsever Ekvador'lular...
Bu 3 ülke, yerli ve tarihsel Güney Amerika'yı en iyi temsil eden ülkelerdi...
(****)
İzmir
2 Comments:
Peruyu ve evkvadoru gördum ama bolivya'ya gitmek bir turku nasib olmadi
Peruyu ve evkvadoru gördum ama bolivya'ya gitmek bir turku nasib olmadi
Yorum Gönder
<< Home