Değerlendirme: Brezilya
Brezilya, G. Amerika'nın Portekizce konuşan yegane ülkesi olmasının yanısıra renkliliği, hareketliliği sebebiyle de hak ediyor "nevi şahsına münhasır" sıfatını.
Amerika'da (artık neredeyse ABD'de bile) İspanyolca mutlak hakimiyet kurmuşken, her yer İspanyol hegemonyası altında inim inim inlerken Brezilya'nın hangi akla hizmet Portekizci olduğundan dem vurayım öncelikle.
16. yüzyılın başında İspanya ve Portekiz emperyalizmin temellerini atarak orayı burayı keşfetme (sanki işgal desek daha mı yerinde olacak!) yarışına girmişken, kısa süre sonra doğal olarak senindi - benimdi kavgasına başlıyorlar. Katoliklik'in yayılması, Vatikan'ın cebinin -dolması da dolması- sebebiyle o zamana kadar gidişattan ziyadesiyle memnun olan papa tehlike sinyalleri sonrasında paniğe kapılıyor ve dahiyane bir fikirle Portekiz'in ve İspanya'nın keşfedeceği toprakları ayırmaya karar veriyor. Atlantik'in tam ortasından geçen bir çizgi çiziyor ve diyor ki: "Çizginin doğusu Portekiz'indir, batısı İspanya'nın!" Ancak, bakir koca Amerika'nın İspanya'ya gittiğini gören Portekizliler itiraz ediyorlar. Bu mızmızlanma sonucunda papa çizgiyi biraz daha batıya kaydırıyor ve böylelikle Amerika'nın en doğusu (=Brezilya) Portekiz bölgesine geçiyor. İşte bundandır ki, Brezilya haricinde (kuzey hariç) tüm Amerika İspanyol sömürgesi olmuştur, ve işte bundandır ki Asya'da ve Afrika'da bol bol Portekiz sömürgesi varken (Angola, Mozambik, Macau, Doğu Timor,vb) buralarda İspanyol sömürgesi yok denecek kadar azdır.
Brezilya, G.Amerika'nın en büyük ve en kalabalık ülkesi. Bunda diğer İspanyolca konuşan ülkeler gereksizce bölünmüşken, Brezilya'nın "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" mottosu altında birleşmişliğinin payı elbette büyük. Ülke böyle büyük olunca doğal olarak çeşit çeşit kültürü de bünyesinde barındırıyor. Şili ve Ekvador haricinde tüm G. Amerika ülkeleriyle komşu olunca (=10 adet) ve her komşudan da biraz kültür ithal edince kültür bereketi daha da artıyor.
Güneydeki Brezilyalılar Uruguay ve Arjantin etkisinde mate bağımlılığı yaşarken (insan trafik kazasını elinde mateyle izler mi! Güney Brezilya'da izler), Rio'dakiler öz kültürleri sambayla yatıp kalkıyor, kıvrak kıvrak dansediyor. Salvador'daki çikolata renkli Brezilyalılar Afrika'dan alıp getirdikleri, Brezilya'nın taşıyla toprağıyla yoğurdukları kavga+dans'ları capoeirayla coşarken, kuzeydeki sahillerde (Natal, Recife, Maceio, Fortaleza, vb) keyfi yerindegiller yan gelip yatarken capirinha'larını yudumluyor. (Arzu edilirse kokteyl votka ile oluşturalabilinir, ona da capiroska diye hitap edilir.) "Başkent kurmakta zorlama yoktur" mentalitesini özümseyememiş neferlerin metazori şekilde oluşturdukları yeni başkent Brasilia'da memurlar dolmuşlarla ev-iş arası mekik dokurken, Amazon'da da çoğunlukla yerli kökenden gelen halk, turistleri oluk oluk Amazon Nehri'nin derinliklerine taşıyor.
Brezilya, işte böylesine hareketli, neşeli, rengarenk bir ülke. Tabii, Cidade de Deus (City of God) filminde çarpıcı bir şekilde işlenen favela (=suç oranının belki de dünya rekoru kırdığı Brezilya varoşları) gerçeğini de unutmamak gerek elbet. (Fragman) Ekonomik uçurum Türkiye'ye rahmet okutacak cinsten olsa da, dolayısıyla özellikle Rio'da her an her an saniye suç konusu paranoya yaratsa da gezimin en önemli noktalarından biriydi. 1 ay kaldım ama yine de gitmek isterim, yine de giderim.
(****)
İzmir
Amerika'da (artık neredeyse ABD'de bile) İspanyolca mutlak hakimiyet kurmuşken, her yer İspanyol hegemonyası altında inim inim inlerken Brezilya'nın hangi akla hizmet Portekizci olduğundan dem vurayım öncelikle.
16. yüzyılın başında İspanya ve Portekiz emperyalizmin temellerini atarak orayı burayı keşfetme (sanki işgal desek daha mı yerinde olacak!) yarışına girmişken, kısa süre sonra doğal olarak senindi - benimdi kavgasına başlıyorlar. Katoliklik'in yayılması, Vatikan'ın cebinin -dolması da dolması- sebebiyle o zamana kadar gidişattan ziyadesiyle memnun olan papa tehlike sinyalleri sonrasında paniğe kapılıyor ve dahiyane bir fikirle Portekiz'in ve İspanya'nın keşfedeceği toprakları ayırmaya karar veriyor. Atlantik'in tam ortasından geçen bir çizgi çiziyor ve diyor ki: "Çizginin doğusu Portekiz'indir, batısı İspanya'nın!" Ancak, bakir koca Amerika'nın İspanya'ya gittiğini gören Portekizliler itiraz ediyorlar. Bu mızmızlanma sonucunda papa çizgiyi biraz daha batıya kaydırıyor ve böylelikle Amerika'nın en doğusu (=Brezilya) Portekiz bölgesine geçiyor. İşte bundandır ki, Brezilya haricinde (kuzey hariç) tüm Amerika İspanyol sömürgesi olmuştur, ve işte bundandır ki Asya'da ve Afrika'da bol bol Portekiz sömürgesi varken (Angola, Mozambik, Macau, Doğu Timor,vb) buralarda İspanyol sömürgesi yok denecek kadar azdır.
Brezilya, G.Amerika'nın en büyük ve en kalabalık ülkesi. Bunda diğer İspanyolca konuşan ülkeler gereksizce bölünmüşken, Brezilya'nın "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" mottosu altında birleşmişliğinin payı elbette büyük. Ülke böyle büyük olunca doğal olarak çeşit çeşit kültürü de bünyesinde barındırıyor. Şili ve Ekvador haricinde tüm G. Amerika ülkeleriyle komşu olunca (=10 adet) ve her komşudan da biraz kültür ithal edince kültür bereketi daha da artıyor.
Güneydeki Brezilyalılar Uruguay ve Arjantin etkisinde mate bağımlılığı yaşarken (insan trafik kazasını elinde mateyle izler mi! Güney Brezilya'da izler), Rio'dakiler öz kültürleri sambayla yatıp kalkıyor, kıvrak kıvrak dansediyor. Salvador'daki çikolata renkli Brezilyalılar Afrika'dan alıp getirdikleri, Brezilya'nın taşıyla toprağıyla yoğurdukları kavga+dans'ları capoeirayla coşarken, kuzeydeki sahillerde (Natal, Recife, Maceio, Fortaleza, vb) keyfi yerindegiller yan gelip yatarken capirinha'larını yudumluyor. (Arzu edilirse kokteyl votka ile oluşturalabilinir, ona da capiroska diye hitap edilir.) "Başkent kurmakta zorlama yoktur" mentalitesini özümseyememiş neferlerin metazori şekilde oluşturdukları yeni başkent Brasilia'da memurlar dolmuşlarla ev-iş arası mekik dokurken, Amazon'da da çoğunlukla yerli kökenden gelen halk, turistleri oluk oluk Amazon Nehri'nin derinliklerine taşıyor.
Brezilya, işte böylesine hareketli, neşeli, rengarenk bir ülke. Tabii, Cidade de Deus (City of God) filminde çarpıcı bir şekilde işlenen favela (=suç oranının belki de dünya rekoru kırdığı Brezilya varoşları) gerçeğini de unutmamak gerek elbet. (Fragman) Ekonomik uçurum Türkiye'ye rahmet okutacak cinsten olsa da, dolayısıyla özellikle Rio'da her an her an saniye suç konusu paranoya yaratsa da gezimin en önemli noktalarından biriydi. 1 ay kaldım ama yine de gitmek isterim, yine de giderim.
(****)
İzmir
Etiketler: Brezilya (Güney), Brezilya (Kuzey)
3 Comments:
Bu mevsimde de güzel oluyor mudur oralar acaba? Bir de şu teneke evlerin mahallesine uğradıysan o resimleri de koysaydın keşke kuzen
GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL RESİMLER... TEŞEKKÜRLER BİZLE PAYLAŞTIĞIN İÇİN....
MEHTAP
Türk insanı için Brezilya deyince bir Mister No gerçeği de vardır.
Misal ben Brezilya'yı haritada bulamadığım yaşlarda Manaus'taki opera binasının neye benzediğini biliyordum!
Yorum Gönder
<< Home